14 Ağustos’ta ne bekleniyor!..

10.8.2016


Düşmanın oyunu bitmez ve bitmeyecektir de!

Teknoloji gelişip insanoğlu fıtratın sır perdelerini araladıkça; bilmediğimiz, beklemediğimiz ve nereden geleceğini dahi anlayamayacağımız türlü planlar ile kuşatıldığımızı git gide daha fazla düşünüyoruz.

İnanıyoruz ki son kertede, “Gaybın (bilinmeyenin) anahtarları Allah’ın yanındadır”.

………

Öte yanda, elindeki güç ile şer planını hayata geçirmek üzere yola çıkan art niyetli kişiyi düşünelim! Böyle birinin planı, muhatapları için Gayb iken oyunun içindekiler için o şer plan, bir projedir.

Yakın geçmişte yerkürenin hareketliliği üzerinden sismik bazı tetiklemeler ile yapay depremler üretilmesi konusunda, ilk bakışta afaki gibi gelen bazı çılgınlıkların denendiği ve denenmeye devam edildiği üzerine fanteziler yazılıp çizildi…

Bunlar ciddiye alınmayabilir. Fantezidir denilip geçiştirilebilir. Ancak Kainatın sırlarının keşfi noktasında ulaşılabilecek sınırları hafife almanın, Allah’ın yaratılış kanununa ters olacağını da bilmek gerek.

HAARP (High Frequency Active Auroral Research Program) Yüksek Frekanslı Etkin Güneşsel Araştırma Programı; ABD Silahlı kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri ve Alaska Üniversitesi tarafından İyonosfer’in özelliklerini araştırmak üzere Alaska’da sürdürülen ortak bir projedir. Bu görünümüyle HAARP, ABD’de Hava Durumu bilgisi alanında geliştirilmiş masum bir projedir.

Elektromanyetik dalgalar ile enerji transferini mümkün kılan sistem, aslında dahi bilim insanı Nikola Tesla’nın birçoğu hala hayata geçirilememiş muhteşem projelerinden biridir. George Friedman’ın büyük etki oluşturan “Gelecek Yüzyıl” isimli kitabında bahsettiği enerji transferinin çıkış noktasının da bu proje olduğu anlaşılıyor. Söz konusu amaç gerçekleştirilirken; iklim koşullarının değişmesi, şiddetli depremlerin tetiklenmesi, radyasyon yaymayan termonükleer patlamaların oluşturulması, ozon tabakası üzerinde etkiler, insan beynine etkiler, okyanuslarda dalgaların kontrolü, sadece kutuplarda oluşan Aurora’ların dünyanın farklı bölgelerinde görülmesi gibi etkilerinden söz edilmekte.

Sayılanların hemen tümü art niyetli olarak kullanıldığında bir tür global silaha dönüşebilecek şeyler.

Bu bilgiler ışığında, “bazı görüntüler ve somut olgular üzerine geliştirilen felaket senaryolarının acaba gerçeklikle bir ilgisi olabilir mi!” sorusunu akla getiriyor.

Kur’an’da yer alan İbrahim Suresi’nin 14/46. ayeti, bu fantezi sayılabilecek iddialar ile birlikte okunduğunda ister istemez zihinlerde bir soru işareti oluşuyor…

وَقَدْ مَكَرُواْ مَكْرَهُمْ وَعِندَ اللّهِ مَكْرُهُمْ وَإِن كَانَ مَكْرُهُمْ لِتَزُولَ مِنْهُ الْجِبَالُ

“Onlar, kurdukları oyunlarını oynadılar. Oyunları, Allah’ın denetimindedir; isterse oyunları dağları yerlerinden kaldırmak için olsun.” (İbrahim 14/46)

Ayetteki, “İsterse oyunları dağları yerinden kaldırmak için olsun” cümlesine takılmamak elde değil.

Bir tarafta; Yukarıdaki açıklamalar, ülkemizin içinden geçtiği labirentler, birilerinin Dünyayı şekillendirmek için var gücüyle ortaya koyduğu çalışmalar, savaşlar ve bitmeyen kaotik ortam…

Diğer yanda, bu dünyayı kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirmeye çalışan gayretkeşler.

Bir de bunların çekim alanında olup onlardan edindikleri bilgi kırıntılarıyla, kendi bağımlılarına dönüp gaybden bilgi getirme pozlarına bürünerek böbürlenen ve avuçlarını açıp felaketleri çağıran bezirganlar.

………..

Geçtiğimiz hafta Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Fransız Le Figaro gazetesinin “İstanbul’da deprem basıncı en yüksek seviyede” başlıklı haberi üzerine, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu haberin, yeni bir bilgi içermediğini söyledi. Ülkemizde deprem konusunda onca uzman varken ve incelemeler aralıksız sürerken birden batılı merkezlerden bu tür haberler niye gelir! Benzer kaynaklardan 6 ay önce de bir uyarı(!) gelmişti…

“14 Ağustos’u bekleyin” diyen felaket tellallarının liderine, yıllarca önce bir faks ile Rusya’nın parçalanacağını bildirenler, acaba yeni bir faks ya da mail ile tetikleyecekleri felaketleri mi bildirdiler!..

Eğer böyleyse cemaatin mensuplarının nasıl hacklendiği malum olur. Bu durumda hâşâ, Allah ve son Nebî’si ile sürekli görüştüğünü iddia ederek gaybden haberler yayan şarlatanların şirklerini dahi ABD üzerinden yapıyor olmaları durumu ile karşı karşıya kalmış olacağız.

Allah bu tür tezgahlar içinde koşuşturanları bildiği gibi yapacaktır.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir