Bir değişimin anımsattıkları…

20.Eylül.2004

 

Yıl 1978. Postacı ÖSS’yi kazandığımı belirten belgeyi sıcak bir yaz gününde getirmişti.

İlkokul,  ortaokul ve liseyi aynı yerde okuyup eğitime bir başka mekanda devam etmek büyümenin farkına varmak gibi birşey. Merak korku ve geleceğe yelken açmanın biçimlediği farklılık duyguları birbirine karışıyor.

Aslında garip olan, kazandığınızı öğrendiğinizde yaşadığınız mutluluğun ardından gelen acaba’ların sizi sarması. Eğitim çıtanızı yükseltmek için  yola çıkış gününe kadar farklılık duygusu hep baskın geliyor. Çevrenin ilgisi, mutluluğu, hayır duaları; zaten havalanmış iç dünyanızın kanatlarının altına biraz daha hava üflüyor.

Ve bulunduğunuz mekandan ilk uzaklaşma anı…

İşte bu an, geçmişin vazgeçilmezlerinin ve  olumsuzlukların muhasebesinin en net yapıldığı anlardır. O yolculuk anı aslında derin bir boşluğun heyecanına denktir. Karşılaşılacak olanla ilgili belirsizlik ve vazgeçmeyi hiç arzulamadığınız, mekana demir atmış ve zamana emanet ettiğiniz tüm değerler…

Otobüsün koltuğunda mağrur bir kahraman mısın? Yoksa kocaman bir boşluğa kendini bırakmaya hazırlanan paraşütçü mü?

O anda bunu kesin bildiğimi düşünmüyorum. Aslında o an hiçbirşey net değildi. Rüzgarın önündeki yaprak gibi. Belki de herşeyi ayrıntılarıyla düşünmüşümdür. Ama o güne kadarkinden farklı biçimde ve boyutta…

Ve hayatımda yeni bir sayfanın açılacağı mekana geldik bile. Bu o güne kadar ki en kısa yolculuk oldu. Konuşmadan, boşluğu düşünerek geçen bir seyahat.

Bu farklı mekan; simitçisi, kaldırımı, dükkanları, insanları, gürültüsü, havası, ilişkileri vs. herşeyiyle başka bir yer. İstanbula daha önceleri de gelmiştim. Ancak bu seferki çok başkaydı…

O gün kaybolmuşluk hissi insanın içini tümüyle kaplıyor. Ama yepyeni bir hayatın başladığını anlamakda çok uzun sürmüyor.

Üniversiteye kayıt işlemleri, ardından 70’li yılların hercümerci ve hayat koşulları…

Yeni bir insanı oluşturmaya başlamıştı bile…

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir