Hormonlu İmsak!

30.5.2017


Diyanet bu yıl ilginç bir çıkış yaptı. Başkanlığın astronomi danışmanı, tüm fıkıhçıları ayağa kaldıracak bir iddia ortaya attı.

Işık kirliliği…

Tez şu!

Dünya 1400 yıl öncesine nazaran daha aydınlıkmış. Böyle olunca da 1400 sene önce gözle görülebilen güneşin atmosfere saçılan ilk ışıkları, artık görünmez olmuş. O yüzden bugün bizler bu aydınlanmayı ancak, Prof. Sacit Özdemir’in pek yüksek(!) teknikler ile çektiği fotoğraflarla fark edebilirmişiz. Yani imsakı çıplak gözle görmek artık imkansız(laş)mış!

Prof. Dr. Özdemir: İmsak saatinde tereddüde meydan yok

Muhterem hocamızın “İmsak işi bende, siz kendi işinize bakın” buyurduğu basın toplantısında gösterdiği fotoğrafı sanki yeni bir gezegen bulmuş edası ile sunmasındaki hikmet işte bundan dolayı…

……………

Bir dostumuzun detaylı yorumunda çok güzel benzetmesi var!

Erken toplanan limon, mandalina ve muzları sarartmak için özel işlemler yapılır. En bilineni de kükürt ile sarartmadır. Böylece içi ham olan meyvenin kabuğu olgunmuşmuş gibi gösterilir.

Sacit beyin İmsak’ı da tam bu türden…

Hani halk arasında, yakışıklılığının saçtığı ışıkla fotoğrafı yakma geyiği vardır ya… Işığı yani fotonları, filme ya da makinanın CCD alıcı hücrelerine basarsan fotoğrafı yakarsın!

Gecenin köründe bu işlemi yaparsan da işte hocanın elde ettiği hormonlu bir imsak görüntüsü çıkıverir ortaya.

Sonra da bu fotoğraf hilesini, Allah’ın tarif ettiği imsak diye sunarsın, öyle mi!

O yüzden başlığı koyarken turfanda imsak ile hormonlu imsak arasında kaldım. Çünkü erkenden ve zorla oluşturulmuş bir imsak görüntüsü ile karşı karşıyayız.

……………..

El insaf!..

Hadi anladık diyelim… Kamu’sunuz… Profesör’sünüz… İnsanların aklıyla, gözüyle, zekasıyla alay ediyorsunuz. Bunu yaparken de kimse size hesap soramıyor.

İyi de oruç Allah için tutuluyor. Bu işin vaktini anlatan ve herkesin görebileceği işaretleri var eden de Allah… Üstelik bunun nasıl oluşacağını kitabında da yazmış.

(وَكُلُوا وَاشْرَبُوا حَتَّىٰ يَتَبَيَّنَ لَكُمُ الْخَيْطُ الْأَبْيَضُ مِنَ الْخَيْطِ الْأَسْوَدِ مِنَ الْفَجْرِ) “… Fecrin olduğu tarafta, ak çizgi kara çizgiden size göre tam seçilinceye kadar yiyin, için…” (Bakara 2/187)

Ne ayırt edilecekmiş? Ufuk çizgisine bakıldığında yeryüzünün karanlığı ile gökyüzünün enlemesine kızıllık ve beyazlığı…

Bu kadar basit. Üstelik bunu dağdaki çobanda, üniversitedeki profesörde, mutfağındaki kadın dahil herkes görebilecek…

Çünkü Allah’ın lambası o kadar güçlü ki bunu herkes görür ve ayırt edebilir.

…………….

Allah cc. Hucurat suresinin 49/16 ayetinde; “De ki “Dininizi Allah’a mı öğretiyorsunuz?” Allah göklerde ve yerde olanları bilir. Allah her şeyi bilendir” buyuruyor.

Böyleyken, hangi cesaretle bu işler yapılır ve hangi cesaretle böylesi kendinden menkul iddiaların arkasında durulur ve yine hangi kafayla böylesi açık bir durum karşısında susulup başlar kuma gömülür…

Sonra da çıkıp akıldan, gönülden, cennetten bahsedilir…

Bu hal, sizce de akla ziyan bir anlamazlık, bakmazlık ve görmezlik durumu değil mi?

…………………..

Dahası var…

Allah bu dini sadece ekvator ve civarındakilere mi indirdi!

45˚ enlem ve üzerindekiler, beyaz geceler ve karanlık gündüzler için çözümünüz ne! Allah buraların ibadet vakitlerini çözümsüz mü bıraktı!

Yüksek teknoloji ile insan gözüne en yakın sonuçlara ulaşmak dururken; tutup insan gözünün ayırt edemeyeceği ışık tayflarını kaale alıp, [cihaz + filitre] olmadan çekilemeyecek fotoğraflarla imsak belirlemek de neyin nesi!

Bu düşüncedekilere göre, gece görüş dürbünü olmadan imsak anlaşı-la-maz!

Cep telefonu, saat, internet ve astronomi profesörü olmadan köydeki bir çobanın şu an Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kriterine göre İmsakı bilmesi olanaksız!

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir